Efsane Board
Taylor Swift – The Man Şarkı Sözleri Ve Türkçe Anlamları - Printable Version

+- Efsane Board (https://efsaneboard.de)
+-- Forum: GENEL KÜLTÜR BİLGİLERİ (https://efsaneboard.de/forumdisplay.php?fid=10)
+--- Forum: YAZARLAR BÖLÜMÜ (https://efsaneboard.de/forumdisplay.php?fid=246)
+---- Forum: Şiirler Şarkılar (https://efsaneboard.de/forumdisplay.php?fid=252)
+---- Thread: Taylor Swift – The Man Şarkı Sözleri Ve Türkçe Anlamları (/showthread.php?tid=9567)



Taylor Swift – The Man Şarkı Sözleri Ve Türkçe Anlamları - RasitTunca - 05-30-2020

I would be complex

– Karmaşık olurdum
I would be cool

– Serin olurdum
They’d say I played the field before

– Daha önce sahada oynadığımı söylerlerdi
I found someone to commit to

– Ben işlemek için birini buldum
And that would be okay

– Ve bu iyi olurdu
For me to do

– Benim için
Every conquest I had made

– Yaptığım her fetih
Would make me more of a boss to you

– Beni daha çok patron yapardın

I’d be a fearless leader

– Korkusuz bir lider olurdum
I’d be an alpha type

– Alfa tipi olurdum
When everyone believes ya

– Herkes sana inandığında
What’s that like?

– Ne gibi?

I’m so sick of running

– Koşmaktan bıktım
As fast as I can

– Olabildiğince hızlı

Wondering if I’d get there quicker

– Oraya daha çabuk ulaşıp ulaşmayacağımı merak ediyorum

If I was a man

– Eğer bir erkek olsaydım
And I’m so sick of them

– Ve ben onlardan bıktım
Coming at me again

– Yine bana geliyor
‘Cause if I was a man

– Çünkü bir erkek olsaydım
Then I’d be the man

– O zaman erkek olurum
I’d be the man

– Erkek olurdum
I’d be the man

– Erkek olurdum

They’d say I hustled

– Koştuğumu söylerlerdi
Put in the work

– İşe koy
They wouldn’t shake their heads

– Başlarını sallamazlardı
And question how much of this I deserve

– Ve bunun ne kadarını hak ettiğimi sor
What I was wearing, if I was rude

– Ne giyiyordum, kaba olsaydım
Could all be separated from my good ideas and power moves

– Hepsi benim iyi fikirlerimden ve güç hareketlerimden ayrılabilir mi
And we would toast to me, oh, let the players play

– Ve bana kadeh kaldırırız, oh, oyuncuların oynamasına izin verin

I’d be just like Leo, in Saint-Tropez

– Saint-Tropez’deki Leo gibi olurdum

I’m so sick of running

– Koşmaktan bıktım
As fast as I can

– Olabildiğince hızlı
Wondering if I’d get there quicker